İçeriğe geç

18 yaşında kaç cm olmalı ?

18 Yaşında Kaç cm Olmalı? Psikolojik Bir Bakışla Beden, Algı ve Kimlik

Bir psikolog olarak insanların bedenleriyle kurduğu ilişkiyi gözlemlemek, bazen laboratuvar verilerinden çok daha öğretici olabilir. Kliniğe gelen gençlerin yüzlerindeki endişe, genellikle tek bir soruya dayanır: “18 yaşında kaç cm olmalı?

Bu soru, aslında yalnızca fiziksel bir merak değil; kimlik, özgüven ve toplumsal karşılaştırmaların birleştiği bir psikolojik düğümdür. Çünkü ergenlikten yetişkinliğe geçişte, birey sadece boy olarak değil, aynı zamanda benlik olarak da “ne kadar büyüdüğünü” anlamaya çalışır.

Boy ve Büyüme: Bilişsel Psikoloji Perspektifi

İnsanın bedeniyle ilgili algısı, zihinsel şemalarla şekillenir. Bilişsel psikolojiye göre, birey kendisini anlamlandırmak için sürekli karşılaştırmalar yapar.

“18 yaşında kaç cm olmalı?” sorusu da bu karşılaştırma sürecinin bir sonucudur.

Ergenlik dönemi boyunca kişi, çevresindeki akranlarla kendi fiziksel gelişimini kıyaslar. Bu kıyaslama, özellikle sosyal medya çağında çok daha görünür hale gelir.

Instagram’da, TikTok’ta veya çevrimiçi sohbetlerde insanlar boy, kilo ve görünüm üzerinden “normal” ölçüleri konuşur; bu da bireyin zihninde bir standart oluşturur. Bu standart çoğu zaman gerçeklikten uzaktır. Çünkü bilişsel çarpıtmalar, yani “herkes benden uzun”, “ben yeterince gelişmedim” gibi düşünceler, bireyin kendini yanlış değerlendirmesine yol açar.

Aslında 18 yaşındaki birinin boyu, genetik, beslenme, uyku düzeni ve hormonal faktörlerin toplam etkisine bağlıdır.

Fakat psikolojik açıdan önemli olan, “kaç cm” değil, bireyin kendi bedeniyle kurduğu kabul ilişkisidir.

Duygusal Boyut: Yetersizlik ve Kabul Arasındaki Mücadele

Ergenlik dönemi, duygusal dalgalanmaların en yoğun yaşandığı dönemdir.

Boy, kilo, ses tonu, yüz hatları gibi fiziksel özellikler bu süreçte sürekli değişir. Bu değişim, bireyin kontrolü dışında olduğu için çoğu zaman kaygı yaratır.

“Acaba yeterince büyüdüm mü?”, “Normal miyim?” gibi sorular, duygusal dünyada yetersizlik duygusunu tetikler.

Bu noktada psikolojide “beden imajı” kavramı devreye girer.

Kişi kendi bedenini nasıl algılıyorsa, duygusal durumunu da o çerçevede şekillendirir.

Bir genç, 170 cm boyunda olup bunu yetersiz bulabilir; bir diğeri 160 cm’de bile özgüvenli hissedebilir.

Bu farklılığın nedeni, duygusal esneklik ve öz-değer algısındaki farklılıklardır.

Boy, benlik değerinin ölçüsü değildir; ama çoğu genç, bu bağlantıyı bilinçsizce kurar.

Terapi ortamında sıkça görülür: “Eğer biraz daha uzun olsaydım, daha iyi görünürdüm, daha özgüvenli olurdum.”

Oysa gerçek, bunun tam tersidir. Özgüven, dış görünüşün değil, bireyin kendini olduğu haliyle kabullenmesinin ürünüdür.

Sosyal Psikoloji Perspektifi: Toplumun Beklentileri ve Kimlik İnşası

Bir insanın kendi boyuyla ilgili algısı, yalnızca kişisel değil, aynı zamanda toplumsal bir inşa sürecidir.

Kültürel normlar, medyada idealize edilen erkek ve kadın figürleri, hatta mizah kalıpları bile bu algıyı şekillendirir.

Örneğin birçok kültürde “uzun erkek güçlüdür”, “kısa kadın zariftir” gibi klişeler vardır.

Bu kalıplar, bireyin sosyal kimliğini oluştururken ona görünmez bir baskı uygular.

18 yaşındaki biri için bu dönem, hem kimliğini hem de toplum içindeki yerini tanımladığı kritik bir eştir.

Bu yüzden “kaç cm olmalı?” sorusu, aslında “ben toplumun istediği kadar mıyım?” sorusunun başka bir ifadesidir. Toplumun normları bireyi şekillendirirken, birey de kendi psikolojik direncini geliştirir.

Sağlıklı bir psikolojik gelişim, bu normlarla mücadele edebilmeyi, kendi bedenini olduğu haliyle sevebilmeyi gerektirir.

Psikolojik Sağlık ve Gerçeklik Dengesini Kurmak

Psikolojide “gerçek benlik” ve “ideal benlik” arasında sürekli bir etkileşim vardır.

Gerçek benlik, bireyin olduğu hâlidir; ideal benlik ise olmak istediği hâl.

Bu iki imaj arasındaki fark büyüdükçe, stres, anksiyete ve düşük özgüven gibi sorunlar ortaya çıkar.

“18 yaşında kaç cm olmalı?” sorusu da, çoğu zaman bu farkın dışavurumudur.

Oysa bilimsel olarak 18 yaş, büyümenin genellikle tamamlandığı dönemdir. Bundan sonraki süreçte boy, yalnızca birkaç santimetre daha uzayabilir veya sabit kalır.

Ancak zihinsel ve duygusal olgunluk gelişmeye devam eder.

Yani önemli olan, santimetre değil; bireyin kendini tanıma derinliğidir.

Kendini Kabul Etmenin Psikolojisi

Bilişsel-davranışçı terapilerde, bireylerin “bedenle barış” çalışmaları yapılır.

Amaç, kişinin “nasıl görünmeliyim” değil, “nasıl hissediyorum” sorusuna yönelmesidir.

Çünkü bedeni kabullenmek, psikolojik dayanıklılığı artırır.

18 yaşında biri için bu farkındalık, ileriki yaşamda daha sağlıklı ilişkiler, daha yüksek özsaygı ve daha güçlü bir benlik duygusu anlamına gelir.

Sonuç: Boy Değil, Benlik Ölçülmeli

18 yaşında kaç cm olmalı?” sorusunun psikolojik yanıtı şudur: Her birey, kendi biyolojik ve duygusal sınırları içinde yeterlidir. Toplumun standartları değişir, moda algıları dönüşür, ama kendini kabul eden bir zihin, her dönemde sağlam kalır.

Boy uzar, kısalır, değişir — ama içsel denge, kabul ve öz-değer kalıcıdır.

Gerçek büyüme, santimetrelerle değil, kendini tanımakla başlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
cialismp3 indirelexbetprop money